Periodontoloji, bilinen diğer adıyla diş eti
hastalıkları, diş hekimliğinin bir bölümü olup, ağız içi boşluğunda yer alan
dişleri çevreleyen, destekleyen, yumuşak (periodontal ligament, diş eti)
ve sert dokuların (kemik, sement) anatomi fizyoloji ve histolojisini inceleyen
bir bilim dalıdır. Bu bilim dalı dokularda meydana gelen hastalıkların tanı,
teşhis ve tedavisi ile tedavi sonucu elde edilen sağlığın devamlılığına
odaklanır.
Diş eti hastalıklarına yönelik yapılar şunları içerir:
Periodontal hastalığın tanı, tedavi ve önlenmesinde
periodontist ünvanına sahip olan uzmanlaşmış diş hekimleri sorumludur.
Periodontistler ayrıca diş implantlarının yerleştirilmesi ve oral inflamasyon
tedavisinde de uzmanlığa sahip kişilerdir.
Diş Eti Hastalıkları (Periodontal) Nelerdir?
Diş eti hastalıkları ve diş çürükleri, diş sağlığı
için en büyük iki tehdittir. Diş eti hastalıkları esas olarak dişleri
çevreleyen ve destekleyen diş etlerinin ve kemiğin mikrobiyal bakteri plağı adı
verilen birikintilerle iltihaplanmasının sonucudur. Ağızdaki bakterile,r dişi
çevreleyen dokuya bulaşır ve diş çevresinde periodontal hastalığa yol açan
iltihaplanmaya neden olur. Bakteriler dişlerde yeterince uzun süre
kaldıklarında, sonunda tartar olarak da bilinen, tartar olarak sertleşen plak
adı verilen bir film oluştururlar. Tartar birikimi diş eti çizgisinin altına
yayılabilir, bu da dişlerin temizlenmesini zorlaştırır.
Diş eti hastalığının belirtileri şu şekilde
sıralanabilir:
Diş eti hastalıklarının büyük bölümü kronik iltihaba
bağlı hastalıklar olup, oluştukları anda ağrıya neden olmazlar. Bu nedenle,
hastalığın hızla ilerlemesi mümkündür. Diş eti iltihabı adı verilen diş
hastalıklarının erken aşamasında, diş etlerinin şişmesi ve kanamaya bağlı ağrı
ve hassasiyet durumları söz konusudur. Bu dönemde iltihap, yalnızca diş etinin
sağlığını bozmaktadır. Daha ciddi periodontal hastalık formunda diş etlerinin
çekilmesi, kemik kaybı ve diş köklerinin zayıflaması ile diş kaybı gibi durumlar
ortaya çıkabilir.
Diş eti hastalıkları erken dönemlerde bakteri plağı,
diştaşı (tartar), diş eti kanaması gibi hastalıklarla ortaya çıkar. Bu aşamada
tedavi edilmeyen plak ve tartar gibi durumlara bağlı olarak ağız hijyeni
bozulur ve iltihap ilerler. Bu doğrultuda enfekte olan dokularda en sık görülen
diş eti hastalıkları gingivitis ve periodontisistir.
Diş eti iltihabı olarak da bilinen gingivitis, diş eti
tahrişine, kızarıklığına ve şişmesine (iltihabı) neden olan yaygın bir diş eti
hastalığıdır. Genellikle dişlerde tartar veya bakteri plağı biriktiği için
oluşur. Diş eti iltihabı çok ciddi sonuçlara varmadan tedavi edilebilecek bir
periodontal hastalıktır, ancak tedavi edilmeyen diş eti iltihabı periodontitise
ilerleyebilir.
İltihabın diş eti yüzeyinden ilerleyerek diğer
dokulara ulaşması ile ortaya çıkan periodontitis, yumuşak dokuya zarar veren ve
dişlerinizi destekleyen kemiği tahrip eden ciddi bir diş eti enfeksiyonudur.
Periodontitis, periodontal hastalıkların daha ilerlemiş bir safhasıdır. Dişleri
destekleyen dokularla birlikte alveol kemiğinde ciddi hasar oluşur.
Periodontitis, diş eti çekilmesine, dişlerin gevşemesine veya diş kaybına neden
olabilir.
Diş Eti Hastalıkları Nasıl Tedavi Edilir?
Diş eti hastalıkları büyük oranda önlenebilen ve kontrol
altına alınabilen hastalıklardır. Tedavi seçenekleri yeterli ağız hijyeninin
sağlanması, zamanında teşhis ve kişiye özel doğru tedavi yaklaşımlarına bağlı
olarak çeşitlilik gösterir. Bu açıdan, tedavi öncesi ve sonrası süreçler hem
hasta hem de hekimin tedaviye aktif olarak katılımını gerektirir.
Diş eti hastalıklarında tedavinin ana amacı
enfeksiyonu kontrol etmektir. Tedavi sayısı ve tipleri, diş eti hastalığının
derecesine bağlı olarak değişir. Her türlü tedavi, hastanın evde günlük
bakımını önerilen şekilde sürdürmesini gerektirir. Doktor ayrıca tedavi
sonucunu iyileştirmenin bir yolu olarak sigarayı bırakmak, ağız hijyenini
artırmak gibi belirli davranışların değiştirilmesini önerebilir.
Diş eti hastalıklarında tedavi süreci tercih edilen
uygulamalara göre üç aşamada gerçekleştirilir.
1.Profesyonel diş temizliği
Periodontal tedavinin ilk ve en önemli aşaması, diş
dokusunda iltihaplanmaya neden olan enfeksiyonun ortadan kaldırılması ve
devamında hastanın ağız hijyenine yeterli düzeyde devam edebilmesinin
sağlanmasıdır. Başlangıç tedavisi olarak adlandırılan bu aşama tüm tedavilerin
temelini oluşturur. Diş hekimi, diş üzerinde ve doku çevrelerinde biriken ve
hastalığa neden olan tartar ve bakteri plağını yüzeyden uzaklaştırarak diş ve
diş dokularının derinlemesine temizliğini sağlar. Ayrıca, bu aşamada
bakterilerin yüzeylere tutunmasına neden olacak diş çürüklerinin temizlenmesi,
eskimiş dolguların yenilenmesi ya da kanal tedavisi gerektiren durumların da
tedavisi gerçekleştirilir. Bu sayede hastanın diş ve diş dokularındaki
enfeksiyon tamamen giderilerek, ağız içerisinde istenen hijyen düzeyi elde
edilmiş olur.
2. Teşhis ve tedavinin belirlenmesi
Birinci aşamada yapılan diş temizliği ve restorasyon
işlemleri sonrasında periodontist hastanın durumuna uygun teşhis doğrultusunda
bir tedavi seçeneği belirler. Bu doğrultuda diş eti hastalıklarının tedavisinde
uygulanan tedaviler iki grupta toplanır. Bunlar;
Detaylı diş temizliği, genel diş ve doku
iyileştirmeleri doğrultusunda halen tedavi edilemeyen bir enfeksiyon varlığında
periodontist hastaya ilaç tedavisi uygulayarak iltihabın ortadan kalkmasını
sağlar. Eğer enfeksiyon ileri düzeyde ise ve doku ya da kemikler açısından
ciddi hasar oluşturan bir durum yaratıyorsa, bu vakalarda cerrahi tedavilerin
gerekliliği ortaya çıkar. Diş eti hastalıklarına cerrahi olmayan tedaviler
doğrudan enfeksiyona yönelik iyileştirici tedaviler olurken, cerrahi tedaviler
kemik - diş eti ve diş ilişkisini bir bütün çerçevesinde değerlendirir. Bu
açıdan düzeltici tedavi olarak adlandırılır.
3. Tedavi Sonrası Takip Süreci
Periodontal tedavinin üçüncü aşaması hastanın durumuna
göre belirlenen cerrahi ya da cerrahi olmayan tedavi sonrası düzenli takip ve
kontrollerin gerçekleştirilmesidir. Diş eti hastalıklarının oluşumunda kronik
iltihaplanma durumu söz konusu olduğundan tedavi sonrası elde edilen sağlıklı
diş eti ve dokuların aynı şekilde devam edebilmesi hastanın doğru bakımı
uygulaması ve düzenli kontrolü ile mümkün olur. Aksi halde, tedavi sonrası
yeterince dikkat edilmeyen ağız hijyeni ve diş bakımı, diş etlerini ve
dokularının yeniden enfekte olmasına ve yıkım sürecinin başlamasına neden
olarak süreci daha zorlu bir hale getirecektir. Diş eti hastalıklarında tedavi
sonrasında hastanın durumuna göre 3-6 aylık süreçler dâhilinde kontrol
muayeneleri gerçekleştirilir.
Periodontolojinin Önemi
Diş eti hastalıkları sonucunda herhangi bir çürük
olgusu olmayan sağlam dişlerin dahi kaybı söz konusu olabilir. Bu nedenle
sağlıklı bir ağız ve güçlü dişler için dişlerin çevresinde yer alan ve dişlerin
çene kemiğine tam olarak tutunmasını sağlayarak noktasında kilit rolü olan bağ
dokuların bakımı en az dişler kadar önem taşır. Bağ dokuda oluşan ve zamanında
tedavi edilmeyen periodontal hastalıklar, uzun vadede diş kayıplarına ve
bağlantılı olarak bazı sistemik rahatsızlıkların ortaya çıkmasına neden olabilir.
Ayrıca, bazı ciddi bozuklukların vücudun herhangi bir
yerinde görülmeden önce kendilerini ağızda gösterdiği bilinmektedir. Bu
nedenle, bazen bir hastanın ağzını incelerken, diyabet veya kan bozuklukları
gibi genel bir hastalığın belirtilerini tespit eden ilk kişi eğitimli uzman bir
periodontist olur. Genel sağlıkla olan bu ilişki ve diğer tıbbi disiplinlerle
örtüşmesi nedeniyle periodontoloji haklı olarak 'bütünsel' bir diş
hekimliği formu olarak görülebilir.
Yorumlar (0)
Yazıya ilk yorumu siz yazarak düşüncelerinizi diğer kullanıcılarla paylaşabilirsiniz.