Diş tedavilerinde teşhis ve tedavi planlaması için sıklıkla kullanılan dijital röntgenler, bazı hastaların aklında soru işareti yaratır: “Dijital röntgen çektirmek zararlı mı?” Bu yazımızda dijital diş röntgenlerinin güvenilirliği, sağlığınıza olan etkileri ve geleneksel röntgen yöntemleriyle karşılaştırmasını yapacağız.


Dijital Diş Röntgeni Nedir?

Dijital diş röntgenleri, ağız ve diş sağlığı sorunlarını teşhis etmek için kullanılan gelişmiş görüntüleme yöntemidir. Geleneksel film tabanlı röntgenlere kıyasla çok daha düşük radyasyon seviyesiyle çalışır ve elde edilen görüntüler anında bilgisayara aktarılır.


Dijital Röntgenler Zararlı mı?

Dijital röntgenlerde kullanılan radyasyon miktarı, geleneksel röntgen cihazlarına göre yaklaşık %70-90 daha düşüktür. Bu durum, dijital röntgenlerin hasta sağlığı açısından çok daha güvenli bir seçenek olduğunu gösterir. Amerikan Diş Hekimleri Birliği (ADA) ve Dünya Sağlık Örgütü (WHO), dijital röntgenin hasta için minimal risk taşıdığını belirtmektedir.


Dijital Röntgenin Radyasyon Seviyesi Günlük Hayatla Karşılaştırıldığında Ne Kadar?

Aşağıdaki tablo, dijital röntgenin maruz bıraktığı radyasyonun günlük yaşamdaki bazı kaynaklarla kıyaslanarak ne kadar düşük olduğunu göstermektedir. Ölçüm birimi mikrosievert (µSv) olup, 1.000 µSv = 1 milisievert (mSv) olarak kabul edilir.

İşlem / Kaynak Radyasyon Miktarı (yaklaşık)
Dijital periapikal diş röntgeni 5 µSv
Panoramik diş röntgeni 14–24 µSv
Dental CBCT (konik ışınlı tomografi) 45–650 µSv (çekim bölgesine göre)
Günlük doğal radyasyon maruziyeti (Türkiye ortalaması) 8–10 µSv
5 saatlik uçak yolculuğu 20–30 µSv
1 akciğer röntgeni 100 µSv
1 Toraks BT (Bilgisayarlı Tomografi) 7.000 µSv (7 mSv)

Sonuç: Dijital diş röntgeni çektirmek, 5 saatlik bir uçuşla eşdeğer veya daha düşük radyasyon içerir. Üstelik bu işlem sadece saniyeler sürer ve doğru şekilde uygulandığında sağlık üzerinde risk oluşturmaz.

Dijital ve Geleneksel Röntgen Karşılaştırması
• Radyasyon Miktarı: Dijital röntgenler, klasik röntgenlere göre çok daha düşük radyasyon kullanır.
• Görüntü Kalitesi: Dijital görüntüler daha net, ayrıntılı ve bilgisayar üzerinde düzenlenebilir.
• Hız: Çekim süresi kısadır, görüntüler anında elde edilir.
• Arşivleme: Dijital kayıtlar kolayca saklanabilir ve paylaşılabilir.
• Çevre Dostu: Kimyasal atık oluşturmaz.

Dijital Röntgenin Avantajları
• Hızlı ve etkili teşhis imkânı sunar.
• Hasta dostudur: Daha az radyasyon içerdiğinden daha güvenlidir.
• Tedavi sürecini hızlandırır.

Güvenli Kullanım İçin Dikkat Edilmesi Gerekenler
• Kurşun yelek kullanılmalı, özellikle çocuklar ve hamileler ekstra korunmalıdır.
• Gereksiz yere sık sık röntgen çektirilmemelidir. Hekim önerisine uyulmalıdır.


Sonuç: Dijital Röntgen Korkulacak Değil, Doğru Kullanıldığında Güvenlidir

Dijital diş röntgeni, modern diş hekimliğinin sunduğu en güvenli ve etkili tanı araçlarından biridir. Geleneksel yöntemlere göre çok daha düşük dozda radyasyon içerir, daha hızlı sonuç verir ve daha ayrıntılı görüntüler sunar.

Günlük hayatta maruz kaldığımız radyasyonla karşılaştırıldığında, dijital röntgenin oluşturduğu etki son derece düşüktür. Elbette her tıbbi işlemde olduğu gibi burada da amaç, gerekli olduğunda ve hekim kontrolünde uygulanmasıdır.

Kurşun yelek kullanımı, hamilelerde dikkatli olunması ve sık aralıklarla tekrarlanmaması gibi önlemler alındığında dijital röntgen son derece güvenlidir.

Sağlıklı ve doğru bir teşhis için dijital röntgenden çekinmenize gerek yok.
Klinikzade olarak, hastalarımızın sağlığını önceliklendiriyor; tüm görüntüleme işlemlerini bilimsel kılavuzlara uygun şekilde gerçekleştiriyoruz.

 

Sıkça Sorulan Sorular (s.s.s.)

Evet. Dijital diş röntgenlerinde kullanılan radyasyon miktarı, geleneksel röntgenlere kıyasla %70–90 oranında daha düşüktür. Bu da onu tıbbi görüntüleme açısından oldukça güvenli bir seçenek haline getirir.

 

Hamilelikte genellikle acil bir durum olmadıkça röntgen çekimi ertelenir. Ancak gerekiyorsa kurşun yelek gibi koruyucu önlemlerle, hekim kontrolünde ve minimal riskle çekim yapılabilir.

 

Her hastanın durumu farklıdır. Rutin kontrollerde genellikle yılda 1 kez yeterlidir. Ancak çürük takibi, kök enfeksiyonları ya da cerrahi planlama gibi durumlarda daha sık çekim gerekebilir; bu sıklığı diş hekiminiz belirler.